Categories
Psikolog Desteği Psikolog Önerisi

İstanbul Depresyon Tedavisi

Depresyon, günümüzde birçok kişinin yaşadığı bir durumdur. İstanbul depresyon tedavisi bu şehirde yaşayanların işlevselliğini kaybetmemeleri için büyük önem arz ediyor.

Çünkü özellikle büyük şehirlerde yaşayan bireylerde bu durum daha sık görülmektedir. İstanbul gibi büyük bir metropolde yaşamak, bazen bireyleri depresyona daha yatkın hale getirebilir. Eğer siz de bu duygusal zorlukları yaşıyorsanız, Beyoğlu Cihangir’deki kliniğimizde profesyonel destek alabilirsiniz.

Depresyon Belirtileri

Depresyon, genellikle sürekli üzüntü, ilgisizlik, enerji kaybı, konsantrasyon zorluğu, uyku ve iştah bozuklukları gibi belirtilerle kendini gösterir. Bu belirtiler kişiden kişiye değişiklik gösterebilir ve bazen fark edilmesi zor olabilir.

İstanbul depresyon tedavisi almaya başlamadan önce; danışanlarıma depresyon / kaygı bozukluğu gibi konularda çeşitli testler göndermekteyim. Dilerseniz bana ulaşarak formları talep edebilirsiniz. 

  1. Sürekli Üzüntü Hali: Kişi genellikle üzgün, boş veya umutsuz hisseder.
  2. İlgi Kaybı: Önceden zevk alınan aktivitelerden veya hobilerden ilgi kaybı yaşanması.
  3. Enerji Kaybı: Sürekli yorgun hissetme, enerji eksikliği.
  4. Uyku Sorunları: Uykusuzluk ya da aşırı uyuma hali.
  5. İştah Değişiklikleri: İştahın artması veya azalması sonucu hızla kilo almak ya da vermek.
  6. Konsantrasyon Zorluğu: Karar vermede zorluk, dikkatin dağılması.
  7. Değersizlik Hissi: Kendini değersiz ya da suçlu hissetme.
  8. Huzursuzluk: Sürekli huzursuzluk veya sinirlilik hali.
  9. Ölüm veya İntihar Düşünceleri: Ölümle ilgili düşünceler, intihar düşüncesi veya intihar girişimleri.
  10. Fiziksel Ağrılar: Açıklanamayan baş ağrıları, sırt ağrıları veya mide ağrıları.
  11. Yavaş Hareket: Konuşma ve hareketlerde yavaşlama.
  12. Suçluluk Hissi: Geçmişte yapılan hatalar için aşırı suçluluk hissi.
  13. Kendini İzole Etme: Sosyal aktivitelerden veya aile ve arkadaşlardan uzaklaşma.

Eğer bu belirtilerden birkaçını uzun süre boyunca yaşıyorsanız, bir uzmana başvurarak yardım almanız önemlidir. Depresyon ciddi bir rahatsızlık olup, uygun tedavi ile yönetilebilir ve iyileştirilebilir.

İstanbul Depresyon Tedavisi

İstanbul depresyon tedavisi almak isteyen bireyler için Beyoğlu Cihangir’deki kliniğimizde uzman ekibimizle hizmet vermekteyiz. Depresyon, kaygı bozukluğu, yeme bozuklukları ve stres yönetimi gibi konularda bireylerin yanında olmaktayız.

İlk Adımı Atın

Şimdi WhatsApp üzerinden; yüz yüze ve online psikoterapi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz.

Depresyonun Kesin Tedavisi Var Mı?

Depresyon tedavisi bireyden bireye değişiklik gösterebilir. Bazı kişiler için ilaç tedavisi, bazıları içinse psikoterapi daha etkili olabilir. Ancak önemli olan, uzman bir psikolog veya psikiyatrist eşliğinde doğru tedavi yöntemini belirlemektir.

Depresyon Tedavisi Kaç Seans Sürer?

Depresyon tedavisinin süresi, kişinin durumuna, tedaviye verdiği tepkiye ve kullanılan yönteme bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Genellikle birkaç seansın ardından bireyde olumlu değişiklikler gözlemlenmeye başlar.

Depresyon Tedavisi Ömür Boyu Sürer Mi?

Depresyon tedavisi ömür boyu sürmez. Ancak bazı kişilerde nüksler yaşanabilir. Bu nedenle tedavi süreci tamamlandıktan sonra da düzenli kontroller önemlidir.

Cihangir’de ve internetin olduğu her yerde depresyon tedavisiyle ilgili ilk adımı atabilir, daha fazla bilgi ve randevu almak için ofisimi arayabilirsiniz. 

Psikolog desteği, kişinin depresyon belirtilerini azaltmasına ve hayat kalitesini arttırmak için çeşitli yollar sunar. Örneğin, bir psikologla gerçekleştirilen psikoterapi, kişinin depresyonunun nedenlerini ve belirtilerini anlamasına ve bu belirtileri nasıl yöneteceğini öğrenmesine yardımcı olur. Ayrıca, psikolog kişinin duygusal ve düşünsel sağlığını iyileştirmek için kişiye özel önerilerde bulunabilir ve kişinin hayatının her alanına etki edebilecek faktörleri değerlendirebilir.

Categories
Psikolog Önerisi

Hazır Hissediyor Musun? Terapiye Nasıl Başlanır?

Terapiye nasıl başlanır?

Terapiye nasıl başlanır? Terapi birçok insanın yaşamında olumlu değişiklikler yapmak için başvurduğu bir yöntemdir. Ancak bu sürecin nasıl işlediğini veya ne zaman başlamak gerektiğini bilmek her zaman kolay değildir. İşte bu nedenle, Beyoğlu Cihangir’de bulunan kliniğimizde depresyon, kaygı bozukluğu, yeme bozuklukları ve stres yönetimi gibi konularda profesyonel psikoterapi hizmeti sunmaktayım. 

Terapiye başlama süreci, kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Ancak genel bir çerçeve çizmek gerekirse, terapiye nasıl başlanacağına dair adım adım bir rehber şu şekildedir:

İlk Adımı Atın

Şimdi WhatsApp üzerinden; yüz yüze ve online psikoterapi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz.

Terapiye nasıl başlanır? 10 Adımda terapi hazırlığı

  1. Kendinizi Gözlemleyin: İlk adım, kendinizi ve duygusal durumunuzu gözlemlemektir. Sürekli olarak mutsuz, endişeli, stresli ya da sıkışmış hissediyor musunuz? Bu tür duygusal haller uzun sürdüyse, profesyonel destek almayı düşünmelisiniz.

  2. Araştırma Yapın: İnternet üzerinden veya yakın çevrenizden terapist önerileri alabilirsiniz. Ayrıca psikolog, psikiyatrist veya danışmanlık merkezleri ile ilgili yorumları ve değerlendirmeleri okuyarak karar verme sürecinizi şekillendirebilirsiniz.

  3. İlk Randevuyu Ayarlayın: Araştırmalarınız sonucu olası bir terapistle iletişime geçin ve ilk görüşme için randevu alın.

  4. Beklentilerinizi Belirleyin: İlk seansta, terapistiniz sizden beklentilerinizi ve neden terapi almak istediğinizi soracaktır. Bu sebeple, önceden bu konular üzerine düşünerek hazırlıklı olmak önemlidir.

  5. Sorularınızı Hazırlayın: Terapi süreci, çalışma yöntemleri, seans süreleri ve ücretler gibi konularda terapistinize sorular sorabilirsiniz.

  6. İlk Seansta Açık Olun: İlk seans genellikle tanışma ve değerlendirme odaklıdır. Duygusal durumunuz, yaşadığınız sorunlar ve beklentileriniz hakkında terapistinize dürüst ve açık olun.

  7. Terapistin Uygunluğunu Değerlendirin: Terapi süreci, terapist ile kurulan ilişki üzerine kuruludur. Eğer ilk seansta ya da sonraki birkaç seans içinde terapistinizle uyumlu olduğunuzu hissetmiyorsanız, başka bir terapist arayışına girebilirsiniz.

  8. Düzenli Seansları Sürdürün: Terapi, en iyi sonuçları düzenli seanslarla alır. Haftalık ya da iki haftada bir olacak şekilde seanslara devam edin.

  9. Sabır ve Kararlılık: Terapinin olumlu sonuçlar vermesi için zaman gereklidir. Kendinize ve terapi sürecine karşı sabırlı ve kararlı olun.

  10. Gelişmeleri Gözlemleyin: Terapi sürecinde ilerledikçe, yaşadığınız değişimleri ve gelişmeleri gözlemleyin. Bu, motivasyonunuzu artırabilir ve terapinin etkisini fark etmenizi sağlar.

Neden Terapiyi Düşünmeliyim?

Bazı Hastalıkların Psikolojik Sebepleri Olabilir: Bedensel belirtiler psikolojik kökenli olabilir. Bu tür durumlarda, duygusal sorunlarınızın üstesinden gelmek için profesyonel bir psikologdan yardım almak faydalı olabilir.

Duygusal Destek İçin Sevdiklerinize Terapiyi Önermek: Terapi sadece bireysel sorunlarla sınırlı değildir. Sevdiklerinizin de duygusal desteğe ihtiyaç duyduğunu gördüğünüzde, onlara terapiyi önermek onların da hayatında olumlu değişikliklere kapı aralayabilir.

Dürüstlük Önemlidir: Kendi duygularınızı ve düşüncelerinizi kabullenmek, iyileşme sürecindeki ilk adımdır. Ayrıca, terapistinizle açık ve dürüst bir iletişim kurmak da tedavinin etkili olması için kritiktir.

Terapiye nasıl hazırlanmalıyım? Soru Sormaktan Çekinmeyin: Terapinin nasıl işlediğini, ne beklemeniz gerektiğini veya herhangi bir konuda endişelerinizi terapistinize açıkça belirtmekten çekinmeyin.

Her Terapist ya da Yöntem Size Uygun Olmayabilir: Terapistlerin yaklaşımları ve yöntemleri farklılık gösterebilir. Doğru terapisti bulmak için birden fazla terapist ile görüşmekten çekinmeyin.

Sabırlı Olmak: Terapinin sonuçları hemen görülmeyebilir. Ancak sabırlı ve kararlı olursanız, zamanla olumlu değişiklikleri fark edeceksiniz.

Şimdi İlk Adımı Atın ve Psikoterapiye Gelin

Hayatınızdaki değişiklikleri gerçekleştirmek için, Beyoğlu Cihangir’deki kliniğimize başvurarak “psikolog”, “psikoterapi” ve “terapiye hazırlık” gibi konularda profesyonel destek alabilirsiniz. Kendinizi daha iyi hissetmeye başlamak için ilk adımı atın.

Cihangir’de ya da online ortamda terapiye nasıl hazrılanır ve diğer sorularınız için benimle iletişime geçebilirsiniz.

Yüz yüze  ya da online psikolog desteği, stresle başa çıkma yollarını öğrenmenize yardımcı olur. Örneğin, profesyonel bir destekle, stresin kaynaklarını ve etkilerini daha iyi kavrayabilir ve bu durumla nasıl başa çıkacağınızı öğrenebilirsiniz. Danışmanınız, duygusal ve zihinsel dengeyi sürdürmek için size özel stratejiler sunabilir ve hayatınızı etkileyen çeşitli faktörleri birlikte değerlendirebilir.

Categories
Psikolog Desteği Psikolog Önerisi

Yüz yüze psikoterapiye hazırlanmak

Yüz yüze psikoterapi, bireyin kendi iç dünyasına ve sorunlarına dair derinlemesine bir farkındalık kazanmasına yardımcı olur. Ancak böylesi önemli bir adımı atmaya karar verdiğinizde, bu süreci daha verimli hale getirebilmek adına bazı hazırlıklar yapmanız gerekmektedir.

Peki, yüz yüze psikoterapiye nasıl hazırlanmalısınız?

Psikoterapi Nedir? Neden İhtiyaç Duyarsınız?

Psikoterapi, bireyin psikolojik sorunlarına, duygusal zorluklarına ve yaşamla ilgili karşılaştığı engellere yönelik bir çözüm arayışında uzman bir terapistin rehberliğinde gerçekleştirilen bir süreçtir. Depresyon, kaygı bozukluğu, yeme bozuklukları ve stres yönetimi gibi pek çok konuda yardımcı olabilir. Hayatınızda yaşadığınız zorluklar karşısında yeni bir perspektif kazanmak, içsel huzuru yakalamak ya da kendi potansiyelinizi en iyi şekilde kullanabilmek için psikoterapiye ihtiyaç duyabilirsiniz.

Psikolog Seçimi

Doğru psikologu seçmek, terapi sürecinin başarısında önemli bir faktördür. Psikolog seçiminde dikkat etmeniz gereken en önemli unsurlardan biri, terapistin profesyonel bir ofiste hizmet veriyor olmasıdır. Beyoğlu Cihangir’de yer alan kliniğimizde, size en uygun psikolojik desteği sağlamak için çalışıyoruz. Profesyonel bir ofisin olması, gizliliğinize saygı duyulduğunu ve profesyonel bir hizmet aldığınızı garantiler.

Yüz Yüze Psikoterapiye Hazırlanırken Yapılacaklar

  • Beklentilerinizi Belirleyin: Terapiden ne beklediğinizi netleştirmek, sürecin daha verimli ilerlemesine yardımcı olur.
  • Açık Fikirlilik: Terapinin başarılı olması için açık fikirli olmalı ve terapiste güvenmelisiniz.
  • Gizlilik ve Konfor: Terapinizin gizli kalacağının bilincinde olmalısınız. Aynı zamanda, rahat ve konforlu bir ortamda terapi almak süreci daha etkili kılar. Beyoğlu Cihangir’deki kliniğim, gizliliğinize değer veren ve sizi rahat hissettirecek bir atmosfere sahiptir.
  • Soru Sormaktan Çekinmeyin: Terapiniz hakkında aklınıza takılan soruları sormaktan çekinmeyin. Bilinçli bir birey olarak terapi sürecinizi daha etkili kılabilirsiniz.
  • Kendi beklentilerinizi ve hedeflerinizi belirleyin. Terapiye başlamadan önce ne elde etmek istediğinizi netleştirmek, süreci daha anlamlı kılacaktır.
  • Önceden randevu alarak ziyaret ettiğiniz kliniğin ortamına aşinalık kazanın. Böylece ilk terapi gününde kendinizi daha rahat hissedebilirsiniz.
  • Sorularınızı not alın. İlk görüşmede aklınıza takılan soruları sormaktan çekinmeyin.
  • Kendinizi açık bir zihinle terapiye adapte edin. Değişim ve farkındalık için hazır olun.

Şimdi İlk Adımı Atın ve Randevu Oluşturun

Eğer yüz yüze psikoterapiye karar verdiyseniz, ilk adımı atmaktan çekinmeyin. Beyoğlu Cihangir’de sizlere en iyi hizmeti sunabilmek için bekliyoruz. Randevunuzu oluşturarak hayatınıza yeni bir başlangıç yapabilirsiniz.

Son olarak, yüz yüze terapi sürecine girmeyi düşünen her bireye; kendi ihtiyaçlarını, beklentilerini ve sınırlarını dürüstçe değerlendirmelerini öneririm. Unutmayın, her adımda yanınızda olan bir uzmanla bu yolda ilerlemek, dönüşümünüzü hızlandıracaktır.

Yüz yüze terapi, bireyin ruhsal sıkıntılarıyla başa çıkmasına yardımcı olabilecek en etkili yöntemlerden biridir. Beyoğlu Cihangir’deki kliniğimde, sizlere bu konuda en iyi hizmeti sunabilmek için bekliyoruz. Unutmayın, her zaman yardım alabileceğiniz bir uzman yanınızdadır.

Hemen Bilgi Alın

Şimdi WhatsApp üzerinden; yüz yüze ve online psikoterapi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz.

Cihangir’de ya da online ortamda stres belirtileriyle başa çıkmak için ilk adımı atabilir, detaylar ve randevu için benimle iletişime geçebilirsiniz.

Yüz yüze psikolog desteği, stresle başa çıkma yollarını öğrenmenize yardımcı olur. Örneğin, profesyonel bir destekle, stresin kaynaklarını ve etkilerini daha iyi kavrayabilir ve bu durumla nasıl başa çıkacağınızı öğrenebilirsiniz. Danışmanınız, duygusal ve zihinsel dengeyi sürdürmek için size özel stratejiler sunabilir ve hayatınızı etkileyen çeşitli faktörleri birlikte değerlendirebilir.

Categories
Psikolog Desteği Psikolog Önerisi

Kaygı ile başa çıkmanın 6 Yolu

 

Merhaba, Psikolog Onur Bal olarak birbirinden zorlu durumlarla ve özellikle kaygı ile başa çıkmanın yolları hakkında konuşmak istiyorum. Kaygı, hayatın zorluklarına karşı hepimizin zaman zaman yaşadığı bir duygu. Ancak bu duyguyu yönetmeyi bilirsek, yaşam kalitemizi ve mental sağlığımızı koruyabiliriz.

 

Kaygı ile Başa Çıkmanın Yolları için; kaygı nedir? Nerede sağlıksızlaşır konusuna hakim olmak çok önemli. Daha fazla bilgi almak için “kaygı bozukluğu” konulu makalemi okuyun. 

İşte kaygı ile başa çıkmanın 6 yolu:

1. Nefes Egzersizi Yapın

Kaygı ile başa çıkmada nefes alıp verme oldukça önemlidir. Genellikle farkında olmadan nefes alır veririz. Ancak stres ve kaygı durumunda nefesimiz sıklaşır, yüzeyel ve hızlı olur. Derin nefes almak ve nefesimizi kontrol etmek, kaygıyı hafifletebilir. Nefes alırken karın bölgenizin genişlediğini, nefes verirken ise daraldığını hissetmeye çalışın. Bu egzersizi günde birkaç kez, birkaç dakika süresince yapmayı deneyin.

2. Yavaşlayın

Hızlı yaşamın getirdiği stres ve kaygıyı kontrol altına almanın bir yolu da hayatı yavaşlatmaktır. Yemek yerken, yürürken veya bir işi yaparken kendinize zaman ayırın, o anı yaşayın. Her şeyi aynı anda yapmaya çalışmak yerine, tek bir işe odaklanmayı deneyin.

3. Spor Yapın

Fiziksel aktivite, stres hormonlarını azaltır ve endorfin adı verilen “mutluluk hormonu”nu salgılar. Bu nedenle düzenli egzersiz, kaygıyı yönetmek için etkili bir yöntemdir. Haftada en az 3 gün, 30 dakika süresince orta yoğunlukta bir egzersiz yapmayı hedefleyin.

4. Martıları Sayın

Bu, dikkat egzersizlerinden biri olan “mindfulness” tekniğinin bir parçasıdır. Martıları saymak yerine, dikkatinizi doğada veya çevrenizde bulunan herhangi bir şeye yönlendirebilirsiniz. Bu, zihninizin mevcut anı yaşamasına ve kaygılı düşüncelerden uzaklaşmasına yardımcı olabilir.

5. Bir Duygu Günlüğü Tutun

Duygularınızı yazmak, onları daha iyi anlamanıza ve kontrol etmenize yardımcı olabilir. Her gün, yaşadığınız duyguları ve bu duygulara neden olan durumları not alın. Bu, kaygı tetikleyicilerinizi tanımanıza ve onlarla nasıl başa çıkacağınıza dair stratejiler geliştirmenize yardımcı olabilir.

6. Sizi Destekleyecek Bir İle Konuşun

Kaygıyla başa çıkmakta zorlanıyorsanız, yardım almayı düşünün. Bu, güvendiğiniz bir arkadaşınız, aile üyeniz ya da bir psikolog olabilir. İstanbul Cihangir’deki kliniğimde size kaygı ile başa çıkmada yardımcı olabilecek birçok strateji sunuyoruz.

Unutmayın, kaygı ile başa çıkmanın yolları kendinize karşı anlayışlı olmaktan geçer. Kendinize zaman tanıyın, kendinizi olduğunuz gibi kabul edin ve gerekirse profesyonel yardım alın. Hayatınızı kontrol altına alabilmeniz ve kaygı ile başa çıkabilmeniz dileğiyle.

 

Categories
Psikolog Desteği Psikolog Önerisi

Psikolog Desteği Alma Rehberi

Bugün sizlere, psikolog desteği almayı ve bu süreçteki en önemli noktaları anlatmak istiyorum. Unutmayın, psikolojik destek almak, hayatınızda yaşadığınız zorluklarla başa çıkmada önemli bir adım olabilir.

Psikolojik destek almayı düşündüğümüzde genellikle bizi bir tereddüt kaplar. Acaba doğru zamanda mıyım? Doğru psikologu bulabilecek miyim? gibi sorularla kendimizi sorgularız. Ancak, psikolojik destek alma süreci, kişisel gelişim ve iyileşme yolunda atılacak en değerli adımlardan biridir.

Psikolojik destek almak, yani bir psikologla çalışmak, sadece zihinsel sağlık sorunları yaşayan kişilere özgü değildir. Herhangi biri, yaşamın stresli dönemlerinde, kariyer hedeflerine ulaşmak için motivasyon ararken, ailevi sorunlarla başa çıkmak için veya kişisel gelişimlerini desteklemek amacıyla psikolojik destek arayabilir. 

Peki, psikolojik destek alırken nelere dikkat etmeliyiz?

 Öncelikle, psikolojik destek almayı düşündüğünüzde güvendiğiniz, rahat hissettiğiniz ve iyi bir iletişim kurabildiğiniz bir psikolog seçmek önemlidir. Her psikolog farklı yaklaşımlar ve teknikler kullanabilir. İhtiyaçlarınıza en uygun psikologu bulmak için, ilk seansı bir tanışma ve değerlendirme süreci olarak görebilirsiniz.

Psikolog Seçimi 

Elbette, psikolog seçimi de psikolojik destek alma sürecinin en önemli adımlarından biridir. Aşağıda bu konuda bazı önerilerim bulunmaktadır.

Alanında Uzmanlık: İhtiyacınıza yönelik bir uzmana başvurmanız, alacağınız destekten daha fazla fayda görebilmenizi sağlar. Örneğin, çocuklarla ilgili bir konuda yardım arıyorsanız çocuk psikolojisi üzerine uzmanlaşmış bir psikolog, sınav kaygısıyla baş etmeye çalışıyorsanız bu konuda deneyimli bir psikolog daha uygun bir seçim olabilir.

İletişim Stili: Psikolojik destek alma sürecinde, rahatlıkla düşüncelerinizi ve duygularınızı ifade edebileceğiniz, sizi anladığını hissettiğiniz bir psikologla çalışmak oldukça önemlidir. İletişim stilinizin ve beklentilerinizin psikologunuzla uyumlu olması süreci daha verimli kılar.

Mesleki Yeterlilik ve Deneyim: Psikologunuzun eğitim durumunu, sertifikalarını ve deneyimini inceleyin. Uygulamakta olduğu terapi yöntemlerini ve bu yöntemler hakkındaki bilgisini değerlendirin.

Referanslar: Daha önce psikologunuzdan hizmet almış kişilerin deneyimlerine bakabilir, onların geri bildirimlerini dikkate alabilirsiniz. Ancak unutmayın, her bireyin deneyimi farklıdır ve sizin için en uygun olanı bulmanız önemlidir.

İlk Seans: İlk seans genellikle bir değerlendirme seansıdır ve bir psikologla çalışmayı düşünüyorsanız bu seansı bir tanışma fırsatı olarak değerlendirebilirsiniz. Bu süreçte, psikologunuzun yaklaşımını, iletişim tarzını ve size uygun olup olmadığını değerlendirebilirsiniz. Sonuç olarak, psikolog seçimi kişisel bir süreçtir ve her bireyin ihtiyaçlarına ve beklentilerine göre değişir.

 

Önemli olan, sizin için en uygun psikologu bulmanız ve psikolojik destek alma sürecine kendinizi güvende ve rahat hissederek devam edebilmenizdir.

Unutmayın, her zaman yanınızdayım ve sizinle birlikte sağlıklı, mutlu bir yolculuğa çıkmaya hazırım.

 

Psikologa ne zaman gitmeli?

Psikolojik destek almayı düşünmenin pek çok farklı nedeni olabilir ve bu nedenler kişiden kişiye büyük ölçüde değişebilir. Ancak, genellikle psikolojik destek almayı düşünebileceğiniz bazı durumlar şunlardır:

  1. Duygusal Zorluklar: Depresyon, anksiyete, panik ataklar veya sürekli duygusal dengesizliklerle mücadele ediyorsanız, bir psikologdan destek almayı düşünebilirsiniz.

  2. Yaşamın Stresli Dönemleri: Hayatın stresli dönemlerinde, örneğin bir iş kaybı, bir ayrılık, bir ölüm ya da sağlık sorunları gibi dönemlerde psikolojik destek almak faydalı olabilir.

  3. Kişisel Gelişim: Kişisel gelişim ve kendini keşfetme sürecinde, bir psikolog size yol gösterici olabilir. Kendi hedeflerinizi belirlemeniz, yaşamınızda yapmak istediğiniz değişiklikleri planlamanız ve uygulamanız konusunda size yardımcı olabilir.

  4. İlişkisel Sorunlar: İster romantik bir ilişki olsun, isterse aile veya arkadaşlık ilişkileri olsun, ilişkiler bazen zorlu olabilir. İlişkisel sorunlarla başa çıkmak ve daha sağlıklı ilişkiler kurmak için bir psikologdan destek alabilirsiniz.

  5. Davranışsal Sorunlar: Yeme bozuklukları, bağımlılıklar, uyku bozuklukları gibi davranışsal sorunlar, yaşam kalitenizi ciddi anlamda etkileyebilir. Bu tür sorunlarla mücadele etmek için bir psikologdan destek alabilirsiniz.

  6. Zihinsel Sağlık Sorunları: Bipolar bozukluk, şizofreni, obsesif kompulsif bozukluk (OKB) gibi ciddi zihinsel sağlık sorunları yaşayan kişiler, genellikle psikolojik desteğe ihtiyaç duyarlar.

  7. Özgüven Sorunları: Kendi değerinizi ve yeteneklerinizi düşük görmek, hayatın pek çok alanında zorluk yaşamanıza yol açabilir. Özgüven sorunlarıyla başa çıkmak için psikolojik destek alabilirsiniz.

Sonuç olarak, psikolog desteği almak her zaman bir seçenektir ve herhangi bir yaşam zorluğuyla başa çıkmak için profesyonel yardım aramaktan çekinmemelisiniz. Kendinize ve duygusal sağlığınıza yatırım yapmanın önemini unutmayın.

Her zaman yanınızdayım ve size en iyi şekilde destek olmaya hazırım.

Başarılar ve sağlıklı günler dilerim,

Psikolog Onur Bal.

Categories
Psikolog Desteği Psikolog Önerisi

Motivasyonumu kaybettim. Ne yapabilirim?

Motivasyonumu kaybettim.

Yaşadığımız kötü olaylarla mücadele etmemize yardım edebilecek becerilerden oluşan psikolojik bir alet çantası oluşturdukça motivasyonun bu araçlardan biri olduğunu fark etmek kolaydır. Motivasyonumu kaybettim, ne yapabilirim noktasında duruyorsanız bilmeniz gereken motivasyonun bir beceri olmadığıdır. 

Çoğumuz ne yapmamız gerektiğini tam olarak biliriz, ama kendimizi şimdi yapacak gibi hissetmeyiz. Sonra yine hissetmeyiz. Bazen bir amaç bizi çok heyecanlandırır ve her şey doğru yöne hareket etmeye başlar. Ama birkaç gün sonra bu hisler başlangıç noktasına döner. 

Yaşadığımız kötü olaylarla mücadele etmemize yardım edebilecek becerilerden oluşan psikolojik bir alet çantası oluşturdukça motivasyonun bu araçlardan biri olduğunu fark etmek kolaydır. Motivasyonumu kaybettim, ne yapabilirim noktasında duruyorsanız bilmeniz gereken motivasyonun bir beceri olmadığıdır. 

Çoğumuz ne yapmamız gerektiğini tam olarak biliriz, ama kendimizi şimdi yapacak gibi hissetmeyiz. Sonra yine hissetmeyiz. Bazen bir amaç bizi çok heyecanlandırır ve her şey doğru yöne hareket etmeye başlar. Ama birkaç gün sonra bu hisler başlangıç noktasına döner. 

Motivasyonumu kaybettim. Neden böyle bir şey oldu?

Motivasyonun azalıp/çoğalması hastalık ya da hatalı bir durum değildir. İnsan olmaktır. Duygularımız gibi gelir gider ve her zaman orada olmasına güvenemeyiz. Ama bunun amaçlarımız ve hayallerimiz için anlamı nedir?

Beynimzi sürekli bedenimizde ne olduğuna dikkat eder. Kalp ritminize, nefesinize, kaslarınıza ne olduğunu bilir. Aldığı geri bildirimlere göre harekete geçer. Önündeki işe ne kadar eneri ayırması gerektiği konusunda kararlar verir. Bunun anlamı bu hisler üzerinde sandığımızdan daha fazla etkimiz olmasıdır. 

“Motivasyonumu kaybettim” noktasında iki ana saldırı noktası vardır. 

  • Motivasyon ve enerji duygusunu nasıl oluşturulacağını öğrenerek daha fazla meydana gelme şansını arttırmak. 
  • Motivasyonunuz yokken bile kendiniz için en iyi olacak şekilde davranmayı öğrenmek. Bir parçanız yapmak istemese bile; yapmak isteyen diğer parçanızı dinlemeniz. 

Amaçla bağlantınızı yitirmemek

Terapi de genellikle danışanlarımla bir amaç belirler ve onu nasıl gerçekleştirecekler üzerinde çalışırız. Ama asıl çalışma işler yoluna çıktığında gerçekleşir. Destek alamayanlar bu noktada vazgeçmek konusunda savunmasız olabilirler. Ama geleceği güçlendirmek için bu engel üzerinde çalışmamız gerek. Neden mi bunu anlarsa yeniden ne zaman olabileceğini tahmin etmek konusunda iyi bir noktada oluruz. Aynı zamanda gelecekte bu engeller çerçevesinde manevralar yapabiliriz.

Psikoterapi hakkında daha fazla bilgi almak için buraya tıklayın. 

Bana kalırsa danışanlarımdan bazılarının bir seanstan sonra kendi hissettiklerini söylemelerinin nedeni, amaçları ile tekrar bağlanarak zaman harcamalarıdır. Üzerinde çalıştığımız şey hafızamızı taze değilse hemen kaybedebiliriz.

Moraliniz ya da sağlığınız ilgili başka bir şey düzeltmek isteyim en önemli şey amacımız da bağlantınız yitirmemenizdir çünkü sürekli beslenmek isterler. Hadi onlara geri dön. Yapabilirsin çok zaman alan bir şey olması gerekmez. Başlarken, sonunda deneyiminizi düşünerek birkaç satır yazabilirsiniz. En kolayı bulur, en fazla birkaç dakikanızı alır. Ama her gün kendinizi sadık kalmamızı amaınızı odaklanmanız anlamına gelir.

Motivasyon bir şey yapmak için bir nedenden fazlasıdır. Bu sözcüğü konuşurken kullandığımız zaman genellikle diğerleri gibi inip çıkan bir heyecan ya da kötü duygusu ifade ederiz. Bazı şeyler bu duyguyu besler diğerleri yok eder. Yaptığınız hangi şeyleri sıklıkla motivasyon ve enerjinizi izler? Bilim bir çok insan için işe yarar şeyleri söyler ama meraklı kendi hayatınıza bakarak görebileceğiniz ayrıntılar buna ciddi değer katar. Farkında olmadığınız bir şeyi değiştiremezsiniz.

Meşgul olmaya çalıştığınız şey Gözerek ve belgeleri geçireceğiniz zaman çok önemlidir ve motivasyon hissini yaratmak için size en iyi imkanı verir.

Categories
Psikolog Desteği Psikolog Önerisi

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu

Dikkat eksikliği

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) çocukluk döneminde başlayıp hayatın ileri yıllarına devam eden bir nörogelişimsel bozukluktur.

Hayatın değişik evrelerinde o evrenin öğrenme, çalışma ve ilişki kurma ve sürdürme gibi gereklerini yerine getirmeye engel olabilecek belirtiler verir.  Örneğin, dalgınlık. Dikkati kolayca dağılabilir, toparlanamaz.

  • Dağınıklık: Derli toplu iş yapabilmesi zordur.
  • Hiperaktivite: Küçük yaşlarda sürekli bir hareket ihtiyacı vardır
  • Dürtüsellik: Bekleyememe, sabırsızlık. Gözü karalık, aklına eseni yapıverme, düşünmeden hareket etme

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu türleri

DEHB’nin 3 alt tipi mevcuttur (Bunlar farklı görülme şekilleridir):

1)Sadece dikkat eksikliğinin görüldüğü tip

2)Hiperaktivite ve Dürtüselliğin önde olduğu tip

3)Karma Tip

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu görülme sebepleri

  • Genetik faktörler
  • Psikososyal etkenler
  • Beyinde yapısal değişiklikler
  • Nörokimyasal etkenler

Günümüzde dikkat eksikliği neden arttı?

Çalışmalar dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun son zamanlarda yaygınlığının ve sıklığının oldukça hızlı şekilde arttığını göstermektedir. Bu artışın ardında farklı faktörler ve sebepler var. Bunlardan biri daha çok çocukluk çağında başlayan ve sık görülen DEHB’nin tanısına ve ilişkilendiği problemlere dair ebeveynlerin ve uzmanların tutumlarının değişimi. Bu duruma bir örnek olarak anne-babaların DEHB tanısına karşı olumsuz tutum ve yaklaşımlarının azalması, tanı ve müdahalelere bakış açısının özellikle akademik başarıları artırma ihtimaliyle gittikçe değişmektedir.  Ebeveynlerin olası DEHB tanısını koyabilecek uzmanlara ve klinikleri ulaşımının kolaylaşması ve değerlendirme tekniklerinin gelişmesi de diğer etkili faktörlerden olmaktadır. 

Tabii bir de şuan bu yazıyı da okuduğunuz telefon ya da bilgisayarları kullanım şeklimiz var. Artık dikkat süremiz yok denecek kadar az.. Fark ettiyseniz sosyal medyada ki videolu içerikler bile giderek daha kısalaşıyor.. 

Bu sayılar, sorunun neden hastalar ve doktorlardan büyük bir topluluğun ilgisini çektiğini, aynı pastadan pay almak isteyen değişik mesleki ve terapötik endüstri gruplarının medya bombardımanını kısmen açıklayabilir.

Danışan ile psikolog arasına girebilecek her türlü propagandadan korunmak, tanı ve tedaviye ilişkin düşünce süreçlerimizi hastanın çıkarına en uygun olanı yapmak için bir zorunluluk sayılmalıdır. Üstümüze düşen nedir o zaman? Bir yandan özgün bilgi üretmek, bildiklerimizi tekrar tekrar sınamak, yeni sorular üretmek ve yanıtlarını aramak. Bir yandan da, bilimsel yönteme göre üretilmiş bilgileri hastalarımızın ihtiyaçlarına yönelik olarak kullanmak.

Klinikten öğrendiklerimizi dönüp tekrar bilimsel düşüncenin süzgecinden geçirmek. Bunu yapmak üzere eğitilmedik mi?

Categories
Psikolog Desteği Psikolog Önerisi

Sosyal Fobi (Anksiyete)

Sosyal Fobi (Anksiyete)

Çekingen davrandığımız, utangaçlık yaptığımız durumlar elbette ki olmuştur ve normaldir. Her çekingenliğe sosyal fobi tanımı yapıştırmak normal olmaz. Fakat bu kaygı hali sosyal hayatımızı, insanlarla etkileşimlerimizi ve iş hayatımızı olumsuz etkileyip kaçınmalarımızı arttırdıysa karşımıza sosyal fobi anksiyete olarak çıkar. Sosyal fobi adını verdiğimiz bu durum en sık görülen psikolojik bozukluklardan biridir.

Sosyal Fobisi olanlar:

  • Sadece  belirli durumlarda (işte sunum yapmak, okulda parmak kaldırmak) bütünüyle sosyal anksiyete davranışları, utangaçlık ve çekingenlik gösterirler
  • Başkalarının onay ve düşüncelerini aşırı önemserlerler, duyarlılıkları vardır
  • Aileleri harici sırdaş/arkadaş edinmekte zorlanırlar
  • Kişilerarası iletişim içinde bulunacağı dıurumlardan kaçınırlar
  • Başkalarının yanında duygusal olma/güçsüz veya aptal gibi görünmekten korkarlar ve bu nedenle sosyal ortamlara katılmakta isteksiz davranırlar
  • Sosyal performans taleplerini gerektiren her türlü durumdan kaçınırlar
  • Sosyal ortamlarda kalp atışı artar, terleme, ağız kuruluğu, kas gerginliği, titreme gibi belirtiler gösterirler

Aslında tam olarak korkulan başkaları tarafından yargılanma, yanlış değerlendirilme, gruptan dışlanma, yanlış bir şey söyleme ihtimaliyle mahcup olma, küçük düşme, hata yapıp rezil olma ve başkasını kırmaktan çekinme duygusudur.

Sosyal anksiyete bozukluğu olan kişilerin en büyük korkularından biri de dikkatleri üzerine çekmektir. İlgi odağı olmak istemezler. Başkaları tarafından olumsuz değerlendirilmek onlar İçin felaket niteliğindedir. Bu sebeple sosyal etkileşimden kaçınırlar ya da katlanmak zorunda kalırlar ki bu zorunluluk anksiyeteyi beraberinde getirir.

Kaygı Bozuklukları yazımız için tıklayınız.

Sosyal Fobi (anksiyete) tedavisi

Sosyal Fobi ile baş edilebilecek sınırı aştıysanız ve artık hayatınızı zorlaştırmaya başladıysa yardım almanın zamanı gelmiş olabilir.

Bunun üstesinden gelebilmek için bizi doğrudan arayabilir ya da aşağıda bulunan linki tıklayarak Whatsapp’dan ulaşabilirsiniz.

Categories
Psikolog Desteği Psikolog Önerisi

Sürekli İlişkiyi Sorgulamak

Yaşadığımız ilişkiyi sürekli sorgulamak normal midir?

Acaba beni seviyor mu? Acaba şu an birisiyle beraber mi? Gerçekten uyuduğunu söylediği her zaman uyuyor mu? bu sorular devamında sevip sevmediğimi anlayamıyorum, kendi duygularından emin olamamak ve en sonunda da bir insandan nasıl emin olunur gibi sorgulamalara gidiyor. 

Bir ilişkinin içinde olmak her zaman stabil olmamız gerektiği anlamına gelmez. Ayrıca bu biraz önyargılı bir söylem olabilir ama 2022 dünyasında %100 güven duyduğunuz bir ilişki içerisinde olmak çok çok zordur. Sürekli ilişkiyi sorgulamak, partnerini güvenmemek, ilişkinin nereye gideceğini bilmemek… 2022’ye hoş geldiniz 🙂 

Sosyal medya ve güvensizlik

Sosyal medya çağındayız, artık sevgili ya da herhangi bir şey için birileri bulmak eskisi kadar zor değil. Bunu kabul etmeliyiz biraz uğraş sonucu beyaz atlı prensinizi bulamazsınız da sizin için gayet yeterli olacak sevebileceğiniz bir partner bulabilirsiniz. İlişkilerini sorgulayan insanları dinlediğimde tam olarak bu sebebi de göz önünde bulunduruluyor. Çünkü benim için geçerli olan aynı zamanda partnerim için de geçerlidir. Eğer ben anında sosyal medyadan kendime göre birini bulursam, aynı şekilde partnerim de bulabilir.

İlk önce değinmek istediğim şey” partnerime güvenmiyorum, ilişkimi sorguluyorum benim ilişkim nereye gidiyor gibi sorular ve sosyal medya ilişkisi. Bahsettiğim gibi birilerine alev atmak, like atmak, mesaj atmak hiç bu kadar kolay olmamıştı.  Gelin biraz daha eskilere gidelim; eskiden birbirlerine mektup atıyorlardı ve bu mektubun evlere ulaşması ciddi bir süreç gerektiriyordu fakat iki buçuk saniyede istediğiniz insana alev atabilirsiniz ( aynı zamanda istemediğiniz insanlar da partnerinize alev atabilir)

ilişkimi sorguluyorum,

İlişkiyi sorgulamak ve duygularımdan emin olamıyorum sorgusu

İlişkimi neden sorguluyorum ? Duygularımdan emin olamıyorum, ne yapmalıyım? denilen noktada aslında biraz da güvensizlik vardır. Evet sosyal medyadan ya da başka sebeplerden ötürü bir tık güvensizlik sağlıklıdır. %100 güvenmiyorsanız herhangi bir sorun olmaz. Önemli olan ilişkinizi etkileyip etkilemediği. Eğer ki ilişkiniz etkilemiyorsa %100 güvenmeseniz de olur. Fakat ilişkinizi sorgulamanızın altında güvensizlik yatıyorsa bu zihninizin size verdiği bir sinyal olabilir. Karşındakine güvenmemelisin çünkü karşındaki seni aldatabilir, seni kırabilir, seni terk edebilir, seni aşağılayan bilir. Aslında bir çok kez bu soruların altında geçmiş dramalarımız yatar. 

Sorguladığımız yada rahatsız olduğumuz partnerimiz değilde geçmişteki deneyimlerimiz olabilir. 

İlişkinizi sorguluyorsanız önce biraz kendinizi sorgulamanız gerekiyor. Daha önceden de kendinizi aynı soruları sormuş muydunuz? Sorguladığınız ilk ilişkiniz bu mu? 

Güvenmediğiniz partneriniz mi yoksa erkekler mi ya da kadınlar mı? İnsanlar da olabilir. En sık gördüğüm şeylerden birisi bireyselleştirmek. Aslında kadınları güvenmiyorken; kendimizi sanki partnerimizi güvenmiyormuşuz gibi yetiştiriyoruz. Fakat eğer ortada güvensizlik varsa ilişkinin ilerlemesi de çok zor olacaktır.. Dürüst olun, sorguladığınız bir ilişkide güvenden söz edilebilir mi?

İlişkiyi sorgulamak ve yapabilecekleriniz

İlişkinizi kiminle sorguluyorsunuz? Kendi kendinize mi sorun yoksa partnerinizle mi? Eğer ki kendi kendinize sorguluyorsanız kendinize verdiğiniz cevaplar ne? Ne diyorsunuz? Sorguladıktan sonra neler hissediyorsunuz?

Sorgulayarak kendine eziyet etmeyi bırakmak. Evet psikoterapi ile şimdi mümkün. 

Aslında sorgulamayı bırakmalarını hiçbir zaman danışanlarıma sunmadım, size de sunmuyorum

Öğreneceğimiz iki şey var;

1. Sağlıklı sorgulamak 

2. Sorgulamaların bize ve ilişkimize zarar vermemesini sağlamak. 

Tabii ki bu süreçte gerekirse çocukluğunuza da ineceğiz. Şimdi ilk adımı atın. Güvendesiniz…

Cihangir’de ve internetin olduğu her yerde ilişkinizi sağlıklılaştırmak için ilk adımı atabilir, daha fazla bilgi ve randevu almak için ofisimi arayabilirsiniz. 

Categories
Psikolog Desteği Psikolog Önerisi

Geleceğin korkutucu gelmesi

Geleceği düşündüğünde, korkutucu geliyorsa ne yapmalı?

2022’nin ortalarındayız. İçinde bulunduğumuz zaman diliminde çoğumuz bir şekilde gelecek korkusu yaşıyoruz. Bazılarımız ekonomik krizden, bazılarımız salgından kimimiz sığınmacılardan ( ve listeye eklenebilecek birçok şey)

Farketmemiz gereken şu ki; korktuğumuz gelecek değil, onun hakkındaki düşüncelerimizdir. 

Katastrofi – Felaketleştirme

Genel anlamı itibariyle katastrofik ‘çok kötü bir olay’ anlamına gelir. Özellikle felaket etkisi yaratacak bir durumu anlatır. Herhangi bir olayı kötü yorumlama şeklinde de ifade etmek mümkündür. Bir durumun boyutunu etkin bir biçimde anlatabilmek için değerlendirilir.

Geleceği değerlendirirken katastrofik bir tahmin döngüsündeyiz. 

  1. Bilinmeyen bir olay/durumla karşı karşıya kalmamız.
  2. Bunu bir felaket olarak tanımlamamız.
  3. Dünyanın sonu geldi gibi bir tahmin oluşturmamız.
  4. DÜNYANIN SONU.
  5. PANİK.

Örneğin, ekonomik kriz başlar. Birçok şirket küçülür. Kişi şöyle düşünmeye başlar:

“Kesinlikle kovulacağım → Artık iş bulamayacağım → Ev kirasını ödeyemeyeceğim → Ev sahibim beni evden kovacak → Sokakta yaşamaya başlayacağım.”

Ve bu endişe akışı döngü oluşturur.

Gün boyu televizyon karşısında oturuyor en korkunç haberi tek bir kanalda izliyor gibiyizdir.

Düşünceler sadece bir şey hakkındadır: “Kesinlikle kovulacağım ve kesinlikle kendimi sokakta bulacağım!”

🧐 Katastrofi (felaketleştirme) anlarında

  • Kişi en olumsuz senaryoyu düşünmeyi seçer.
  • Alternatif senaryoları hiç düşünmez.
  • Felaket o kadar büyük, korkunç ve kaçınılmazdır ki, insan onu önlemek için hiçbir şey yapmaz.

Ki birçok kez sonrasında suçluluk duygusu gelir.  SUÇLULUK DUYGUSU İLE İLGİLİ MAKALEMİ OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

Felaketleştirmenin özelliği, tek bir olumsuz senaryoya sabitlenip, sanki kesinlikle olacakmış gibi ona yoğunlaşmanızdır. Ama her zaman birden fazla olası gelecek vardır. Fakat beynimiz  tek bir ekrana kilitlenip tek bir senoryayu izliyor gibi.

Gelecek Korkusu ve Katastrofi ile mücadele: Monitorleri çoğaltmak 

Bu rahatsız edici yayını kesmek bizim elimizde. Bunun için danışanlarıma önerdiğim bir egzersiz var.

Egzersiz “Dört monitör”

Önünüzde geleceğin farklı versiyonlarını gösteren dört monitör olduğunu hayal edin. 

  • İlki mümkün olduğunca iç karartıcı ve felaket dolu olsun. 
  • İkincisi orta derecede depresif.
  • Üçüncüsü gerçekçi fakat daha olumlu.
  • Dördüncüsü, “Uzaylılar geldi ve herkesi bir anda her şeyden kurtardı” gibi gerçekçi olmayan bir şekilde olumlu.

Dört monitör gerçeğe geri dönmeye yardımcı olur ve gerçekte geleceğin nasıl olacağını kimsenin bilmediğini hatırlatır. Hissettiğiniz kaygı azaldığında, hayatınıza geri dönmek mümkün olacaktır.

Hissettiğiniz kaygının geri dönüş yolunu bulamadığınızda ve artık işlevselliğinizi etkilediğinde uzman desteği almak sizler için aşırı yararlı olacaktır. 

Cihangir’de ve internetin olduğu her yerde sağlıksız gelecek korkunuzla ilgili adım atabilir, daha fazla bilgi ve randevu almak için ofisimi arayabilirsiniz. 

CALL NOW